Bir büyüğümüzle sohbet ederken Güneykent’teki Elazığlı amcaların namazı bıraktığını (!) işittik.
Her ne kadar bir ironi içerse de TOKİ tarafından inşa edilen yeni yaşam alanlarının pek de yaşanabilir alanlar olmadığı apaçık ortada. Bir anda 10 binlerce kişinin yaşamaya başladığı bu alanlarda cami, okul ve sosyal alan eksikliği ciddi bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
TOKİ’nin de şehrimizden ayrılmasıyla başta sesini çıkaramayan yöneticilerimiz, şimdilerde bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda kara kara düşünüyor.
Her gün yeni bir olumsuzluk ulusal basında ve özellikle FOX, Sözcü, Cumhuriyet gibi mecralarda haber konusu oluyor.
Peki, nedir bu olumsuzlukların sebebi? Hükümet mi yoksa yereldeki yöneticilerimiz mi?
Eğitim konusunda sorunun hükümette olmadığı apaçık ortada. Öyle ki bundan taaaaa aylar önce yani 21 Mart 2022 tarihinde ilimize gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Elazığ’a 1 milyarı aşan ödenek, 22 anaokulu, 10 ilkokul, 6 ortaokul ve 9 lise sözüyle birlikte devasa bir öğretmenevi ile milli eğitim idari binası sözü vererek ilimzden ayrıldı. Yani toplamda 47 okul ve bir öğretmenevi ile milli eğitim idari binası sözü...!
Yani Bakan Özer; unu, yağı ve şekeri bırakarak ilimizden ayrıldı.
22 Eylül’de 6 ayı dolacak olan bu sözler içerisinde yer alan 23 okulun ihale sürecinin ise bugünlerde başladığı açıklandı. İhale süreci yapım aşaması derken bir sonraki eğitim sezonuna yetişmesi beklenen bu okullar için ufak da olsa bir umudumuz varken öğretmenevinin ö’sünün bile konuşulmadığını da üzülerek hatırlıyoruz.
Diyoruz ki biz bırakılan unu, yağı ve şekeri bir türlü bir araya getirip o helvayı yapamadık.
Bırakın depremi fırsata çevirmeyi, yaralarımızı bile saramadık.
Özetle;
Deprem sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un şehrimizden ayrılmasının üzerine bir de Çetin Oktay Kaldırım’ın başka bir ile atanması sonrasında arap saçına dönen işler depremin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen bir türlü çözüm bulamıyor.
Peki, bir daha soruyoruz, hata kimde?
Takdir tabi ki aziz şehrin kamuoyunun!
