11189,50%1,65
42,52% -0,05
49,53% 0,02
5729,95% -0,11
9297,33% 0,00
ANKARA-BHA
Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen “İnsanlık İçin Güçlü Türkiye” programında konuştu. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 77’nci yılı dolayısıyla düzenlenen etkinlikte açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin insan hakları ve bölgesel barış konularındaki duruşuna vurgu yaptı.
Erdoğan, Gazze ve Sudan başta olmak üzere dünyanın farklı noktalarında zor durumda olan sivillere destek mesajı verdi:
“Gazzeli kardeşlerimizi, Sudanlı kardeşlerimizi selamlıyorum. Nerede bir zulüm varsa mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duruyoruz.”
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Türkiye’de 1949’da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Erdoğan, vesayet dönemlerine yönelik eleştirilerde bulundu:
“Tek parti faşizmi, beyannamenin altını ilk günden itibaren oymuştur. 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar her on yılda bir yaşanan müdahalelerin arkasında bu zihniyet vardır.”
Hükümet olarak son 22 yılda birçok reformla vesayet dönemlerinin bıraktığı tahribatı gidermeye çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Ancak insan hakları ihlallerinin faturasını hâlâ ödüyoruz.” dedi.
Türkiye’nin insan hakları siciline ilişkin tartışmalara da değinen Erdoğan, “Bizim tarihimizde insan hakları konusunda mahcubiyet duyacağımız bir leke yoktur. Tarihimizin hiçbir döneminde çiğ süt içmedik, şükür karnımız da ağrımıyor.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Suriye sürecine yönelik konuşmasında 10 Mart mutabakatının uygulanmasının önemine dikkat çekti. Erdoğan, “Mutabakatın altında imzası olanlar tarafından ahde vefa gereği hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecektir. Suhuletle uygulanması, bölünmüş ve güçsüz bir Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sadece kendi güvenliğini sağlamakla değil, bölgesel barışa yön veren bir ülke hâline geldiğini belirterek, “Türkiye denilince artık sadece sınırlarını koruyan değil, barışı kuran ve diplomasiyi şekillendiren bir ülke akla geliyor” şeklinde konuştu.