10898,70%-0,43
42,49% 0,16
49,31% 0,05
5762,83% 1,55
9287,46% 0,49
VAN - BHA
Doğu Anadolu’nun en büyük ili olmasına rağmen iş imkânlarının sınırlı olması, Van’da ekonomik sıkıntıların etkisini her geçen gün artırıyor. Hayat pahalılığı, düşen alım gücü ve işsizlik, kentte yaşayan binlerce kişinin gündelik yaşamını doğrudan etkileyen en temel sorunlar arasında yer almaya devam ediyor. Yılbaşına doğru asgari ücret tartışmaları ülke genelinde hız kazanırken, ekonomik kırılganlığın en yoğun hissedildiği şehirlerden biri olan Van’da beklentiler de tartışmalar da daha çarpıcı şekilde ortaya çıkıyor. Bu atmosferde TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Türkiye Yol-İş Sendikası Van 1 No’lu Şube 13. Olağan Genel Kurulu’na katılarak hem ekonomik tabloya hem de işçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Türkiye Yol-İş Sendikası Van 1 No’lu Şube 13. Olağan Genel Kurulu’na katılmak üzere Van’a geldi. Van’daki bir otelde düzenlenen genel kurula çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşan Ağar, hem bölgenin ekonomik durumuna hem de işçilerin karşı karşıya kaldığı sorunlara değindi.
Ağar, Van’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bugün burada, Van’da ve sizlerle birlikte olmak benim için büyük bir şeref ve onurdur. Ben Adana Ceyhanlıyım; ancak bu yöreyi ve bölgenin kültürünü çok seven, bu toprakların insanlarıyla büyümüş bir kardeşinizim. Bu nedenle burada bulunmaktan gerçekten büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum” dedi.
Alım gücündeki sert düşüşe vurgu yapan Ağar, “Alım gücü çok düştü. İnsanların alım gücü düştü. Günümüzde düğünlere çeyrek altın götürmek bile lüks oldu. Asgari ücretle eskiden yedi tane çeyrek altın alınabiliyordu, şimdi iki tane bile zor alıyoruz. Ücret artsa bile alım gücü düzelmediği sürece sorunlar devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Çalışanlar üzerindeki vergi yükünün giderek ağırlaştığını belirten Ağar, “Vergi adaletinin mutlaka bu dönemde düzeltilmesi gerekiyor. Genel Başkanımız da her yerde bunu dile getiriyor. Birinci, ikinci ve üçüncü vergi dilimlerinin adil bir şekilde düzenlenmesi şart. Eskiden asgari ücret vergiden düşerken şimdi durum bambaşka. Birinci vergi dilimi yıllar önce asgari ücretin 22 katıydı, bugün ise çok gerilerde kaldı” diye konuştu.
Ağar, asgari ücret belirleme sürecinde işçi temsilcilerinin dışlanmaması gerektiğini vurguladı:
“Ne yapsak eleştiriliyoruz. Ama biz orada sadece oturmak için bulunuyorsak, hiçbir sözümüz dikkate alınmayacaksa neden katılalım? Madem hükümet ve işveren anlaşıyor, o zaman asgari ücreti tek başlarına açıklasınlar. Bugüne kadar 29 kez toplandık, 6’sında oy birliği sağlandı, 21 defa şerh düştük. Eğer yöntem değişmeyecekse komisyonun bir anlamı kalmaz. Asgari ücretle çalışanların durumu ortada; bir insan asgari ücretle bir elbiselik bile alamıyorsa bu büyük bir sorundur.”
Ağar, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün kapatılmasının kırılma noktası olduğunu belirterek, “Köy Hizmetleri varken köyler üretimin merkeziydi. Şimdi birçok köyde nüfus neredeyse yok. Tarım da hayvancılık da geriledi” dedi.
Köyden kente yoğun göçün yarattığı sonuçları anlatan Ağar, “1980 darbesine kadar nüfusun yüzde 56’sı köylerde yaşıyordu. Bugün bu oran yüzde 6’ya düştü. Köylerin temel unsurları yok oldu. Bizim köyde de imam var ama cemaat kalmadı” ifadelerini kullandı.
Karayolları işçilerinin uzun mesai sorunu için çözüm arayışında olduklarını belirten Ağar, “12 saat meselesi torba yasaya eklenecek. Gerekli görüşmeleri yaptık. Yasal düzenleme olmadan kimse çalışma süresini değiştiremez” dedi.
Özel idare çalışanlarının ilave tediye hakkının yıllardır ödenmediğini hatırlatan Ağar, “6772 sayılı kanunda açıkça yazmasına rağmen bu hak verilmiyor. Davalar kazanıldı, bozuldu, tekrar kazanıldı, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bu hakkı alana kadar mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
