Başarı bir sporcu için ilk varılan çizgi, bir sanatçi için kulakları sağır eden alkış sesi, bir siyasetçi için de kazanılan oy olarak tanımlanabilir mi? Bunların haricinde bazen bir şehrin ve insanlarının yarınlarına dokunmak, bir işçinin alın terinin karşılığını vererek çocuğunun gülümseyişine ortak olamak, memleket değer katmak ya da doğup büyüdüğün toprağın hakkına canın pahasına sahip çıkmak da başarı olarak nitelendirilebilir.

İşte bazen bireysel başarıları bırakırsın bir kenara bir toplumu yüklersin sırtına ve derdini dert edinirsin. O zaman kaçar uykuların, yükün ağırlaşır, çözüm zorlaşır ve yorulursun...

Yorulursun dedik ama sakın ha yanlış da anlama!

İşte bu mücadelede pes etmezsen o zaman bu başarının vereceği tadı hiçbirinde alamazsın. Bazen çökersin bir dizinin üstüne, bir bakarsın elimi tutup da kaldırırlar dediğin herkes daha çok çökmen için bekliyor başında. Ne dedik pes etmezsen... Pes etmez de mücadele edip kalkarsan işte o zaman duramaz kimse karşında!

Bazen ne söyleyeceğini düşünmeden yazarsın, için dökülür bembeyaz ve bomboş kağıda. İstesen de tutamazsın kendini kağıt yol olur, sen de bir rüzgar...

Gelelim konumuza... Elazığ TSO Başkanı Sayın Asilhan Arslan, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla Elazığ TSO Başkanlığına yeniden aday olmayacağını duyurdu. Buna gereçkçe olarak da rahatsızlığını gösterdi. Arslan bir hikayeye virgül koydu aslında... Baştan belirletim azimli, kararlı ve sabırlı insanlar bir başarı hikayesi yazmaya başlamaşsa eğer bu hikayeyi tamamlamadan bırakmaz. Arslan da başladığı bu hikayeyi bitirmeden bırakmaz. Onun sabrı, kararlılığı ve azmi bu virgüle neden olan her ne varsa elbet tuş edecektir. Hele ki arkasında bu kadar büyük bir beklenti ve dua varsa bu hikaye de burda bitmez.

Peki bizlerin “başarı hikayesi” dememizin nedeni nedir? Biliyorsunuz bizim bir tarzımız var bir noktadan sonra biz susarız, hikayenin kahramanı kendisi konuşur, takdir ise her zaman kamuoyunundur.

Aşağıdaki bilgiler Asilhan Arslan’ın aday olmayacağını duyurduğu kamuoyu açıklamasından alınarak derlenmiştir:

“ŞEHRİMİZİN MENFAATLERİNİ ÖN PLANDA TUTTUK”
“1 Nisan 2018 tarihinde başladığımız Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı görevini 4 yılı aşkın bir süredir, büyük bir özveri ve tamamı ile şehrimizin menfaatlerini ön planda tutarak, üyelerimiz ve iş dünyamızın her zaman hizmetinde olmanın gayretinde olduk.”

“ELERJİ VE ELEAGRO GURUR KAYNAĞIMIZ OLDU”
“Geride bıraktığımız süre içerisinde Elazığ Ticaret ve Sanayi Odamıza kazandırdığımız saygınlık, odamızı ve şehrimizi gerek ülkemiz genelinde ve gerekse uluslararası platformlarda en üst düzeyde temsil etmemiz, şehrimiz için hayata geçirdiğimiz veya proje aşamalarını tamamladığımız uygulamaya hazır çalışmalarımız, Ticaret ve Sanayi Odamızı bir ticaret kampüsü haline getirerek, üyelerimizin hizmete en hızlı ve en kolay bir şekilde ulaşmalarını sağlamış olmamız, çok ortaklı yapısı ile ülkemizin birçok ilinde örnek gösterilen ELERJİ Biyogaz Tesisimiz, Tarım ve Gıda Sektöründe şehrimizin lokomotiflerinden biri olacak ELAGRO A.Ş. ve daha birçok çalışmamız, Rabbime çok şükür bugün benim ve tüm arkadaşlarımın gurur ve onur vesilesi olarak karşımızda durmaktadır. Allah’a hamd olsun.”

BİN YIL GEÇSE DE UNUTULMAYACAK MÜCADELE: MADEN!
“Şehrimize birer katma değer olarak gördüğümüz ve tüzel kişilik kazandırdığımız, ELERJİ A.Ş. Biyogaz Elektrik Enerjisi Üretim Tesisimiz, Tarım ve Gıda alanında faaliyetlerine başlayan Şirketimiz ELAGRO ve maden sahamızın şehrimize kazandırılması ile ilgili verdiğimiz mücadele esnasında kurduğumuz Elazığ Girişim Gurubu şirketlerimiz, çalışmalarına olanca hassasiyeti ile devam edecek, ülkemizdeki birçok Ticaret ve Sanayi Odasının örnek kabul ettiği bu şirketlerdeki faaliyetlerimiz hiçbir şekilde akamete uğramadan süreçlerimiz devam edecektir.”

YILLARDIR BEKLENEN O KIRMIZI KİTAP...
“Elazığ’ın Kırmızı Kitabı ve şehrimiz için oluşturduğumuz Stratejik Plan’ın, bundan sonraki süreçte göreve gelecek olan Oda Yönetimi ve Elazığ’ımızın Yönetim kademesi olan Valiliğimiz ve Belediyemize kıymetli üyelerimize, şehrimizin geleceği için bir emanetimiz olarak kabul edilmesini istiyoruz.  Evet, vedalar her zaman zordur.

Her ne kadar Sayın Arslan bu kırmızı kitabı “emanet” bırakıp bir vedadan bahsetse de bu şehir bu vedayı kabul etmeyecektir. Elbetteki süreç zor ve meşakatlidir ancak onun bu zorluğu da atlatarak hikayeyi destana çevimek için döneceği günler de uzakta değildir.