CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, geçtiğimiz günlerde TBMM’ye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle 2, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun yanıtlaması istemiyle de 1 soruluk önerge vermişti. 

Milletvekili Gürsel Erol, Ak Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım’ın VIP Salonlar Protokol Listesi’nde yer almamasına rağmen VIP Salonunu kullanması iddiasını Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu’na, bir polis memuruna mukavemet edildiği ve polis memurunun bu olayda kolunun kırıldığı şeklindeki iddialar ile koruma kararı statüsü olmadığı halde Yıldırım’a 2 koruma polisi iddilarını da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sormuştu.

Şerafettin Yıldırım, katıldığı bir canlı yayında bu iddialara yanıt verdi. İşte Yıldırım’ın iddialara verdiği yanıtlar:

“SİYASET İSTİSMARCILIĞI YAMIŞ OLABİLİR”
Şerafettin Yıldırım, TBMM’nin bu şekilde meşgul edilmesini doğru bulmadığını belirterek: “Burada söylediğim sözleri kapıdan çıktığımda, toplumla ve söylediğim kişiyle de paylaşabilmeliyim. Söyledim geçti gitti gibi bir anlayış olamaz. Kişi ile ilgili bir muhataplığım yok ama şahsımı ilgilendiren bir soru önergesi verdi. Bir kere ben bundan haya ediyorum. Neden çünkü Meclisimizi böyle bir şeyle soru önergesi vererek meşgul edilmesini siyasi olarak kabul etmiyorum. Bunu siyasi bir malzeme olarak görmüş, siyaset mikserliği ya da istismarcılığı yapmış olabilir.”

YILDIRIM UÇULARDA VIP ALANINI KULLANIYOR İDDİASI
Ak Parti İl Başkanı Yıldırım: “Soru önergelerinden biri VIP meselesi... Kendisi de bunu çok iyi biliyor ki VIP meselesinde ben makam hastalığına yakalanmış biri değilim. VIP geçişleri de beni ilgilendirmiyor. Aynı zamanda şu ana kadar iki araç değiştirdim. Ankara’ya sık sık aracımla gidip geliyorum. Bir aracımı yüz bin küsür kilometredeyken sattım. Yeni aracım ise şu anda elli beş bin km yol yapmış durumda. Ben bu yüz elli bin kilometreyi nerede yaptım? Peki uçakla bir yere gitmiyor muyum, gidiyorum. Nasıl gittiğim kayıtlara bakılırsa görülür. Normal yolcu tarifesiyle gidiyorum çünkü benim böyle bir sıkıntım böyle bir kamburum yok. Peki ben hiç VIP’den geçmedim mi, geçtim. O beyefendinin malzeme yaptığı konuyu ben söyleyeyim. Ben ve Elazığ Belediye Başkanımız Şahin Şerifoğulları, İl Başkanları Toplantısı’na katılmıştık. Geri dönerken Şahin Bey bana “VIP’den geçelim” dedi. Ben de kabul ettim. Bu arada VIP’den geçiş hakları olan siyasal aktörlerin mahiyet dediğimiz yanında birini götürme hakkı var. Kaldı ki herkes geçiyor VIP’den. Bu da ayrı bir konu.”

“EROL İLE UÇAKTA KONUŞTUK”

İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, uçakta Erol ile konuştuğunu belirterek şunları söyledi: “Benim böyle bir sıkıntım ve alakam yok ancak böyle bir konuyla siyasal mikserlik yapmak gari ahlakidir. Ben Şahin Başkanım ile birlikte VIP’den geçtim. O da (Gürsel Erol) gelip üçüncü koltuğa oturdu. Burada bir şeyi söylemek zorunda kalıyorum işte. Aslında bu bana bir malzeme ya da ihtiyaç değil ama böyle bir siyasi yaklaşım olmaz. Siz yüz yüze farklı konuları konuşacaksınz ama toplumun önüne çıktığınızda inkar eden başka şeyler konuşacaksınız, böyle olmaz. Uçakta otururken kendisine bir şey sordum. Geçenlerde bir başka soru önergesi de Göç İdaresi ile ilgili vermişti. Peki dedim bununla ilgili ihtiyaç hissedip ya bana sorma ya da araştırma ihtiyacı hissetmediniz mi? “Başkanım siyasi malzemeleri kullanıyoruz” dedi. Daha sonra siyaset, dik duruşluluk, erdem böyle mi dedim. “Sen de çok alıngansın Başkanım” yanıtını verdi. Olur mu böyle bir şey? Aslı astarı yok. Her duyduğunuz tabiri caize yandaş medyanızdan size servis edilmiş her haberi alıp çok rahatlıkla soru önergesi verme, medyaya servis etme yoluna gidebilirsiniz, ne güzel değil mi? Toplum karşısında fesatlık olacak, yüz yüzeyken bunu farklı ifadeceksiniz. Ne güzel... İlla ki taplum bunları kabul etmeyecek. Söyledikçe seviye düşüyor ama bir şey daha söyleyeceğim. Söylemeyince zan altında kalıyor insan. Kendisinin neyi olduğunu bilmiyorum ama yanında getirdiği insan da uçağın kapısına kadar çantısını getiriyor. VIP geçir nedir yahu? Beni ilgilendirmez kiminle uçarsa uçsun benim ne böyle bir egom var ne de böyle bir insanım.”

YILDIRIM 2 KORUMASI VAR İDDİASI

Yıldırım, iki koruması olduğu ve Ak Parti İl Binasını 3 koruma polisinin korduğu iddialarına ise şu yanıtları verdi: “İkinci konu ise koruma meselesi... İki tane korumam olduğu iddia edildi. Bunu ispat etmezsen müfterisin sen. İki koruma değil, bir korumam var. Bunu da devlet bana vermiş. 20 yıldır veriliyor benden sonrakilere de verilecek. Peki bir insanın 24 saat çalışma şekli var mı, yok. Bunlar ne yapacaklar, vardiyalı çalışacaklar. Onun ifadesiyle bizim il binamızı üç tane polis koruyor. Yok öyle bir şey. Bir tane polis memuru emniyet müdürlüğümüz tarafından görevlendirilmiş binamızı koruyor. Ama 7/24 o mu duruyor, hayır. Belli saaetlerde ve günlerde nöbetleşe bir şekilde koruyorlar. Şimdi siz “Ak Parti İl Binasını üç tane polis koruyor” derseniz iftira atmış oluyorsunuz. Bir tanesi koruyor, kendi içlerinde değişiyor. Koruma benim en doğal hakkım, o hakkımı da kullanıyorum.”

POLİS MEMURUNUN KOLUNUN KIRILDIĞI İDDİASI

Yıldırım, son iddiaya ise şu yanıtları verdi: “Üçüncü mesele... Hiçbir dahilimiz olmayan, bir tane sıfatlandırmak dahi istemediğim birisine sürtüşmeleri sonucu korumamımın araya girip bunun emniyete teslim edilmesi durumunu emniyet mensubu ile korumam arasında geçen bir diyalog gibi hatta devletin bir memurunun kolunun kırıldığına kadar ileri gitmesi ve soru önergesinin içine bakıldığında “şehirde bu konuşuluyor” gibi bir durum var. Seni Allah’a havale ediyorum. Eğer bir kol kırılması hatta bir darp izi, bir tırnak ucu kadar yaralama varsa ben burdayım. Yoksa müfterisin, yalan atıyorsun, bunun hesabını vereceksin. Ben bir siyasetçiye LGBT’li diyeyim, siz bana demez misiniz “neye dayanarak bunu söylüyorsunuz” ben de size diyecem ki toplum öyle konuşuyor. Bu doğru bir siyaset midir? Bana sorarsanız ben doğrusunu anlatabilirim. Bana sorma ihtiyacı hissetmiyorsanız belgeli ve bilgili olarak bunları söylemeniz lazım. Siyaset mikserliği ve kaosçuluğu yapamazsınız bu nefret duygusu oluşturur. Bugüne kadar hiçbir siyasetçiyle ister en yakınımız ister en uzağımızda olsun hiçbir çirkin iddiada bulunmadım bulunmam da. İftiradan daha ağır ne olabilir. Çamur at izi kalsın. Böyle mi siyaset yapacağız, toplumun karşısına bunlarla mı çıkacağız? İnsanın bir dik duruşu olmalı o duruşla siyaset yapabilmeli. Yüz yüze farklı, toplumun önünde farklı konuşulmaz. Biraz insaflı olalım.”