ELAZIĞ-BHA
Türkiye genelinde ve Elazığ’da zirai don etkisini gösterdi ve ağaçlar ciddi manada zarar gördü.
Yaşanan zirai don olayının ardından Elazığ Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban açıklamalarda bulundu.
“En büyük felaket; bu çığlığın duyulmaması”
Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban, “11-12 Nisan gecesi Elazığ’da yaşanan ani kar yağışı ve sonrasında etkili olan don olayı, sadece bahçeleri değil, umutları, emeği ve geçim kaygısını yaktı. Özellikle çiçeklenme dönemindeki kayısı, üzüm, ceviz, dut ve badem gibi ürünlerde, %80 ila %90’lara varan kayıplar yaşanmıştır. Bir yıllık emek bir gecede dondu. tarlada değil, yürekte buz tuttu. Baskil’in kayısısı, Palu’nun ve Hoş’un üzümü, Karakoçan’ın cevizi, Ağın’ın bademi, Maden’in dutu, şehrimizin her bağında bahçesindeki meyvesi sadece tarımsal ürün değil; bu toprakların geleneği, geçimi ve geleceğidir. Bugün Elazığ’da binlerce çiftçi, sezon başlamadan iflas noktasına gelmiş; borçlar altında ezilmekte; umudunu toprağa gömmeye zorlanmaktadır. Bu durum sadece Elazığ’ın değil; Malatya, Sivas, Tunceli, Manisa, Karaman ve daha birçok ilin aynı felaketi yaşadığı geniş çaplı bir tarım krizidir. Ama en büyük felaket; bu çığlığın duyulmaması, üreticinin yalnız bırakılması olur” ifadelerini kullandı.
“Elazığ ivedilikle afet bölgesi ilan edilsin”
HazarSAM olarak çağrımızdır: Elazığ, “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilmelidir. Zarar gören çiftçilerin borçları ertelenmeli, faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır. Sigortasız üreticilere de doğrudan destek verilmeli; TARSİM kapsamı genişletilmelidir. Erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı, üreticilere eğitim ve teknik destek sunulmalıdır. Elazığ milletvekilleri ve ilgili kurumlar bu konuyu TBMM gündemine acilen taşımalıdır. Bu çağrımız; siyasi değil, vicdanidir. Bu talep; talepten öte, toprağa tutunan bir çiftçimizin, üreticimizin varlık mücadelesidir. Bugün sessiz kalırsak; yarın sofralar susacak, şehirler üretmeyecek. Tarım sadece meyve değildir. Tarım; geçimdir, dirençtir, bağımsızlıktır. Ve bugün Elazığ’ın bu direncini korumanın tek yolu vardır; yaşanan bu felaketin adını koymak ve Elazığ’ı ivedilikle Afet Bölgesi ilan etmektir” dedi.
